Bu
yaşanmış hikayede; Dirgen Ali’yi
öldürmek için
pusu kuran Kıvış Yusuf'u, Dirgen Ali'nin nasıl teslim aldığını anlatacağım.
Dıbıcılar
aşireti Afşin ve havalisine hakimken Dirgen Ali’nin çevrede ünlenmesinden sonra
ahaliye hükmetme ellerinden çıkmak üzeredir. Üstlik Dirgen ile aralarında kan
davası da mevcut.
Dirgen
Ali namı ünlenen Ali Binboğa, çevrede adı konuşulan, sözünün üstüne söz
konulmasını istemeyen bir ağa.
Kıvış
Yusuf, on kadar insan öldürüp dağa çıkan, çevreye dehşet saçan azılı bir eşkıyadır.
Dıbıcı Aşiretinin ileri gelenleri bir gün toplanıp
fikir alış-verişinde bulunurlar. Konu; Dirgen Ali'nin öldürülmesi. Bu adamın
ancak Kıvış Yusuf hakkından geleceği fikrinde birleşirler.
Kıvış
Yusuf çağrılır. Durum anlatılır.
“Dirgen Ali'yi öldürmene karşılık sana
10 adet Reşat altını ve bir adet de Alman yapımı mavzer.
Kıvış
Yusuf heyecanlı. İçine sığmıyor. Teklifi kabul edip adı geçen yere gelir. Topladığı taş ve
otlarla bir ördek evsini yapıp, içine girip, beklemeye başlar. Baba-oğlun arka
arkaya geleceğini, el çabukluğu ile birkaç saniye içinde halledeceğini
hesaplayan Kıvış Yusuf, bir de bakar ki Dirgen Ali önde, görebildiği yerde
yumurtayı vuran keskin nişancı oğlu İnce Fakı ise babasının 50 metre gerisinden
gelmektedir. Başından bir kazan kaynar su dökülmüşe döner. Dirgen Ali,
etraftaki bazı taşların kaldırıldığını, bazı otların koparıldığını anlar. Atından atlar yere mevzilenir. “Oğlum Fakı!. Atla, yere yat!
Bize ilerilerde bir pusu kuran var” diye seslenir. Fakı atlar. Yere yattıktan sonra,
hemen ceketini çıkartıp, hedef şaşırtmak için bir taşın üstüne koyar. “Orada
yatıyor” süsü verir.
İnce Fakı, sürünerek dolaşıp Kıvış Yusuf'un tepesine dikilip; “Teslim ol!. At tüfeğini ” der.
Zaten kurtuluş yok. Çünkü, Dirgen Ali'yi vursaydı bile,50 metre
geriden gelen Fakı kendisini kesinkes vuracaktı.
İnce Fakı, sürünerek dolaşıp Kıvış Yusuf'un tepesine dikilip; “Teslim ol!. At tüfeğini ” der.
Zaten kurtuluş yok. Çünkü, Dirgen Ali'yi vursaydı bile,
Hayatının
kurtulmasına sayan Kıvış Yusuf'un canına minnet.
Dirgen Ali, Kıvış’ı sorguya çeker. "Dirgen Ali ile oğlu Fakı'yı öldürmeme karşılık, Dıbıcıların, 10 adet Reşat altını ile elimdeki mavzeri verdiklerini, ancak; Fakı'nın50 metre
geriden gelmesi bu planı bozduğunu.." anlatır.
Dirgen Ali zeki adam. “..Bin terkime”der. Kıvış'ı atına bindirip yola düşerler. Köyün içinden geçerler. Altın ve mavzer verenler Kıvış Yusuf'un, Dirgen Ali'nin terkisinde gittiğini görüp şaşkına dönerler.
Dirgen Ali, Kıvış’ı sorguya çeker. "Dirgen Ali ile oğlu Fakı'yı öldürmeme karşılık, Dıbıcıların, 10 adet Reşat altını ile elimdeki mavzeri verdiklerini, ancak; Fakı'nın
Dirgen Ali zeki adam. “..Bin terkime”der. Kıvış'ı atına bindirip yola düşerler. Köyün içinden geçerler. Altın ve mavzer verenler Kıvış Yusuf'un, Dirgen Ali'nin terkisinde gittiğini görüp şaşkına dönerler.
Yaman
bir eşkıya olduğunu bilen Dirgen Ali, Kıvış Yusuf'u bir hafta yedirip içirip
ağırlar. Bu sırada Kıvış Yusuf ; “Ben görülmeyecek, bilinmeyecek şekilde
pusudaydım. Nasıl anladın?” diye sorduğunda, Dirgen Ali şu cevabı verir: “Her zaman
gördüğüm taşlar, yükselen otlar yerinde yoktu. O anda anladım” cevabını verir.
Dirgen
Ali, Kıvış Yusuf'a; “Sana on (10) adet Reşat altını da ben ikram ediyorum.
Kapım her zaman açık. İşte de mavzer. Haydi; işin rast gelsin” deyip uğurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder